Gelecekten Haberler #5

Published by Barış Parlan on

Gelecekten Haberler birkaç hafta aksamış olsa da, gelecek gelmeye devam etti. Çin devleti ve ordusundan Amerika Patent Ofisine, DNA’sı değiştirilecek olan çocuklardan Mars’daki yaşam izleri ihtimaline, Gelecekten Haberlere hoş geldiniz.

Çocuklar

Duyurulduğu günden beri Gattaca filmini anımsatan ve çok çeşitli tartışmalara sebep olan DNA’sı değiştirilmiş bebek konusunda ilk testlerin sonuçları yayımlandı. Hastalık risklerini yüzdelik olarak veren test aynı zamanda dünya popülasyonu göz önüne alınarak en kısa boylu %2 ve zeka geriliği olarak %2’nin içerisinde olma ihtimallerini de test raporuna dahil etmekte. Örnek raporun görselini hemen aşağıda inceleyebilirsiniz.

DNA Analizi ile risk ve ihtimallerin gösterildiği rapor.

Facebook, çocuk pornografisi görsellerinin yüklenmesini saptayan algoritmasında yaptığı güncellemelerden sonra büyük bir saptama / engelleme artışı yaşadığını şeffaflık raporları ile açıkladı. Gözler intihar, kendine zarar verme gibi içeriklerin yanında Instagram’ın algoritmalarının raporlarında.

Uzay

3.6 milyar yıl önce Mars’ta hayat var olmuş olabilir mi? Son zamanlarda elde edilen bulgular bu ihtimali doğrular nitelikte. Dünya dışı yaşama dair ilginç gerçekliğin ilk bilimsel kanıtları, Mars’ın Jezero kraterinde nehir akıntıları ile oluşan bir delta’ya 3.6 milyar yıl önce bırakılmış ve fosilleşmiş olabilir. Ne güzel ki NASA’nın Mars 2020 adlı projesi kapsamında gelecek yıl Mars’a gidecek olan Rover’i tam da bu kratere iniş yapacak ve organik yaşam fosilleri üzerine araştırma yapacak.

Denizlerin dibi ve Dünya’nın yüzeyi derken insanoğlunun uzayda yarattığı kirlilik de yine insanlığı tehlikeye atmakta. Space debris dediğimiz uzay atığı maddeler, yani bir şekilde bozulmuş – kırılmış veya hali hazırda kullanılmayan – terk edilmiş pek çok insan yapımı uydu atık halde atmosferin hemen dışında on binlerce kilometre hızda amaçsızda hareket etmekte. Tehlike ise, bu parçaların hali hazırda kullanmakta olduğumuz aygıtlara çarpması anında yatıyor. Hatta düşük ihtimalli bir çarpışma ile oluşması muhtemel binlerce yeni tehlike saçıcı atık, zincirleme şekilde gittikçe hızlanan bir çarpışmalar sürecinin ateşleyicisi olabilir. Bu kirliliğin nasıl temizleneceği ise çok farklı bir muamma.

Global

Norveçin kapanan maden ocaklarından birisinde, gelecekte olması muhtemel bir toplu yokoluş sonrası uygarlığın tekrar kuruluşunda kullanılmak amacı ile mevcut günümüz İnternet ve telefon sistemlerinin temelini oluşturan yazılım ve donanımın açık kaynak kodları yerleştirildi. Tam o noktaya göktaşı düşmediği sürece her türlü felaketten mutlak şekilde korunan bu ortamlar, nükleer felaketler, pandemik hastalıklar gibi pek çok olasılık sonrası için yapılan diğer koruma sistemleri ile aynı bölgedeler. Benzer şekilde ve yakın lokasyonda dünyadaki pek çok bitkinin tohum örnekleri de Svalbard Seed Vault (Tohum Mahzeni) adlı mekanda olası bir felakete karşı korunma altında.

Svalbard Tohum Mahzeni

Google, Cache kod-isimli projesi ile bankacılık sektörüne adım atmakta. Deneme süreci için hesap sistemi olarak Citigroup ile, müşteri kitlesi olarak Stanford Üniversitesi ile anlaşmaları netleşen Google’ın bu sektörde de tekelleşmesinin nasıl bir etkilere sebep olacağı ise merak konusu.

Yapay Zeka

Google, Geçtiğimiz sonbahar BERT adlı yapay zeka teknolojisi ile insanların nasıl konuşup yazı yazdıklarını öğrenebilen sisteminin detaylarını açıklamış ve mevcut literatüre çok ciddi bir katkı sağlamıştı. Bugünlerde, bir çocuğun gözlem ve mimik ile anne babasından kötü davranış öğrenmesi gibi, BERT’in de insanlardan gelen veri sayesinde ön yargı öğreniyor ve geliştiriyor olması tartışılmakta. Evrensel dil modellerine duyulan ihtiyaç üzerine felsefi tartışmalara kadar gidebilecek konunun sadece kapısındayız henüz.

Amerika Patent Ofisi (USPTO), Yapay zeka’nın ürettiği entellektüel içeriğin kullanım haklarının üretici olan yapay zekaya ait olup olmayacağını tartışıyor. Bu tartışmanın bir gün geleceğini zaten bilen pek çok bilişim düşünürü, benzer sorgularla vergi konuları da problem olmaya başlayınca tek çözümün Evrensel Ortak Gelir (UBI) olacağını belirtmişlerdi. Bugünlerde UBI konusunu en çok Amerikan cumhurbaşkanlığına adaylığı ile göndeme gelen Andrew Jang’dan duymaktayız. Eminim ki ileride de bu konuları ve Jang ismini daha çok duyacağız.

Yapay Zeka’nın aslında bir alt dalı olan Makine Öğrenmesi (Machine Learning) son zamanlarda kavramsal limitlerini zorlamaya başlamış durumda. Makine Mantığı (Machine reasoning) ve Makine Düşüncesi (Machine thinking) konseptlerini de kendine dahil eden Makine Algısı (Machine Cognition) yakın gelecekte gerçekleşmesini öngördüğümüz pek çok devrimsel buluşun konsept adı olarak konuşulmaya başlandı. 70-150 yıllık öngürlerin de planlandığı geleceğin tarihi şimdiden yazılmış ve planlanmış durumda. İlgisini çekenleri buraya alalım.

Blokzincir

Çin, Amerika’nın askeri güç üstünlüğüne karşı bir unsur olarak Yapay Zeka destekli savaş biçimlerine yatırım yapma kararını açıkladı.

Aynı zamanda, Halkın Özgürlüğü Ordusu(PLA)’nun gazetesinin yetkilisi olan Xi Jinping yaptığı basın açıklamasında, askerlerin kripto temelli bir ödüllendirme sistemine adapte olmalarının hem onları motive edeceği, hem de ordunun teknolojiyi daha verimli kullanır hale geleceğini belirtti.

Ülkesel olarak dijital para birimi kullanımında öncü olmayı planlayan Çin’in ‘suç işlenmediği sürece cüzdan sahipleri anonim olacaklar’ açıklaması, suçun tanımının devlet kontrolünde olmasından dolayı hiç bir şekilde güven uyandırmamakta. Devlet tarafından kullanılan Kontrollü Anonimite teriminin teknik bir detayının olmaması ise konuya dair kaygıları arttırmakta.

Kişisel Not

İlk performansı Buffer Fringe 2019 festivalinde, ikincisini ise Studio21cc’nin ev sahipliğinde gerçekleştirdiğim digiTale Journey adlı dijital hikaye anlatıcılığı olarak özetleyebileceğim sanat performansımın yoğun temposu sebebi ile bir süredir gelecekten haber verememiş bulunmaktaydım. Eksikliğini hissedenlerden tekrar özür diler, takip edildiğini ve eksikliğinin fark edildiğini bilmenin mutluluğunu yaşadığımı itiraf ederim. Ayrıca digiTale Journey’i merak eden dostları da Fractal Kollective bünyesinde 22 Kasım Cuma akşamı 19:00’da Home4Cooperation’da gerçekleştireceğim performansa davet ederim.

digiTale Journey, Barış Parlan

Barış Parlan

I'm an earthling named Barış Parlan. Natural born curious and critical which evolved into a nerd digital storyteller. Ph.D. candidate of remix theory within digital humanities. Technology consultant, graphic designer, VJ (visual-jockey), artist. #science #futurism #cyberpunk #criticaltheory #anarchy

0 Comments

Leave a Reply

Avatar placeholder

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Gelecekten Haberler #5

Okuma süresi: 4 min
0