Hastalık ve Beklenilen Ölüm

Published by Barış Parlan on

Güneşli günlerde biraz olsun ısınabilmek için arada sırada soğuk evimiz yerine ev yakınlarında bir parka gidip banklarında yemek yemekteyiz eşimle birlikte. Yemek dediğim de öyle ciddiye alınmasın, börek – kek olayı aslında, sadece termosa konulan demli çay işin içine girince güzelleşiyor. İşte böyle bir günde 70 yaşlarında bir amca yanımızdan ağır ağır geçti ve dümdüz yürümeye devam etti. Ortalama 2 dakika sonra parkta oynayan çocuğu ile ilgilenen ortalama 50lerinde bir teyze yanımızda durum o amcaya seslendi, seslenişinde “bu taraftayım, buraya gel” ifades, “kör” ihtimalini doğurdu önce aklımda. Ancak eşim konuyu anlamıştı, kör değildi, sadece yaşlılık ile gelişmiş alzheimer hastasıydı.

Alzheimer ve Parkinson

Teyze ile konuşmaya başladık amca uzaklardan yürüyerek geri gelirken. Eşim “dedem de aynı dertten muzdaripti, alzheimer ve parkinson, çok zorluklar yaşadık” şeklinde konuşurken teyze doğrudan şu soruyu sordu:

Kaç yıl yaşadı?

Her ne kadar eşimin dedesi 5-6 yıl yaşayabilmiş olsa da, daha uzun zamanın bakana ziyan bir durum olduğu aşikâr. Zira bu parktaki amca 10 yıldır böyle olmasına rağmen pek dinç, ölüm bir kenara “yaşlılık” nedir bilmez halde, zaten anılarında 40’larında her halde. Teyzenin tek ilgilenebildiği ise, ne zaman ölecek oluşu… Hemen içini dökmeye başladı teyze, cebindeki veya ortalıkta bulduğu paraları yırtması, ola ki kaybolursa bulan yardım edebilsin diye cebine konan “adres – telefon” bilgilerini yazdıkları kağıtları da parçalayıp atması, zor gören gözlerine rağmen gözlük takmayı reddetmesi ve durduk yere bir anda başladığı yürüyüşüne saatlerce ara vermeden, araba – kaldırım dinlemeden dümdüz devam edebilmesi, vesile ile çok uzaklara gidebilmesi, ve geride kalan hiç bir şeyi hatırlamıyor olması…

Ölüm

Kader kahrolsun 20 yaş var aramızda…

Evet aynen böyle söyledi teyze, bizim dede meğersem kocasıymış, kadın hem çocuklarına bakıyor parkta, hem çocuktan fena muhtaç haldeki kocasına bakıyor. Sevgi herhangi bir tartışma konusu olmamalı sanırım bu noktadan sonra, insan biraz empati yapma yetisine sahipse eğer, sadece zorluğunu anlamalı ve susmalı çaresizlikten. Değer verdiğin bir insanın ölüm haberinin yıkıcılığından daha kötü olan bir şey varsa eğer, o da sevdiğin kişinin ölmesini beklemektir diye düşündüm kendi kendime. Çaresizlik zaten kötü bir şey, çaresizce üzülmeye devam etmek, ölümü beklemek, bu duruma tanık olmak, düşüncelerimi not düşmemi sağladı…


Barış Parlan

I'm an earthling named Barış Parlan. Natural born curious and critical which evolved into a nerd digital storyteller. Ph.D. candidate of remix theory within digital humanities. Technology consultant, graphic designer, VJ (visual-jockey), artist. #science #futurism #cyberpunk #criticaltheory #anarchy

3 Comments

fikret · 2015-12-23 at 13:03

Değer verdiğin bir insanın ölüm haberinin yıkıcılığından daha kötü olan bir şey varsa eğer, o da sevdiğin kişinin ölmesini beklemektir diye düşündüm kendi kendime

bu satırların için senin çabalarını merak ediyorum. yaş ilerledikçe, düşünceler daha olgunlaşıyor.

TC Serdar Fundalar · 2016-01-21 at 20:04

Zamanla yutma zorlugu cekmeye basliyor,yutamayinca agizin bir kenarinda biriktiriyor ve uyurken nefes borusunu tikiyor,fark edersen kurtuluyor,yada ileri safhada nefes ve yemek borusunu ayarlayan beyin vazifesini yapmadigindan yiyecekler ve su devamli akcigerlere kaciyor ve olum akciger enfeksiyonu olarak geliyor diger organlarin cok saglikli olmasi onemli degil kanimca

Oya Yerli · 2016-01-21 at 22:52

tam üç kişide aynı şeyleri tekrar tekrar yaşadım , onlar ne olduğunun farkında olmadıkları için rahatlar ,ama gerçekten Allah bakana sabırlar versin ,kuvvet versin ,çelik gibi sinirlerin olması lazım ki delirmeyesin ,zorun zoru 15 yıl ve ben hala ayakta dikilmeye çalışıyorum ,geçip gidiyor ama delipte geçiyor seneler

Leave a Reply

Avatar placeholder

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Hastalık ve Beklenilen Ölüm

Okuma süresi: 2 min
3