Annem be, ben çok sıkıldım

Ben çok sıkıldım bu şehirden… Babamın hayallerinden, Saçma şirketlerden, Anlamsız diplomadan, 8 yıl aynı sokaktan, Aynı yoldan, yolculuktan, Yolcularından, İnsanlarından, Sakinliğinden, Sıradanlığından, Ruhsuzluğundan neredeyse… Sanki bırakıp gitse insanlık dünyayı, buradaki kimsenin haberi olmayacak. Hatta gitmişler de ciddi ciddi haberimiz yok gibi. Öyle bir noktada ki, yaşanıyor demeye şahit arar oldum, Read more…

Yeni

Ne edebî, ne bakî… Sadece yeni. İşe başladım, öyle güzel gidiyor ki anlatamam şeklinde başlar, ve “sabah olsa da işe gitsem” cümlesini sarf edecek kadar cürretkâr devam eder. Düz yazıda şapkalı harf kullanma isteği gibi, yada ne bileyim, ince ince efkârlarla dolu geceler. Senem yolcu, son görüşme demeye dilim varmadı Read more…

Ve Bitti

Kırmızı kravat, hayır hayır liselerdekinden değil tamamen orjinal DÜK Romano, ben de insan, neyi değiştirir ki. Klasik ayakkabılar, siyah gömlek saten gibi, siyah kumaş pantolon, siyah çoraplarım, siyah iç çamaşırım… saç tokamda siyah. kravat boynumda, bağlı değil dar ağacı misali, öyle sarkıyor sadece. ve bir de çantam elbet… Web sitemin, Read more…

Lanet

Teğet geçiyor haykırışlarım bileklerimi kesemiyorum ama öyle bir istek öyle bir akıntı var ki kalbimden sokaklara damar gibi oluk oluk gözlerim akıyor lanetlerin gölgeleri, neferi kesilmişim canım benim, sevgilim diyemediğimdir katilim gerisi hikayedir, sevenim… Lanetler okuyorum her şeye…

Ben…

Beethoven bilmem kaçıncı senfonisinin bileklerini kesmekte kemanın arte vuruşlarıyla, kopamıyor telleri kalbimin, yüksek gerilim hattı ve çarpıntısı, intihar eden yağmur damlaları son bakışlarını bana fırlatıveriyorlar, ben toprak… bir de aynalar vardı ki bunu kelimeler ile ifade edemeyeceğim… karanlık, hiçlik, ve getirdiği korku, götürdüğü özgüven mi demeliyim? sanki kimliğinden öte cinsiyeti Read more…

Şarap

Canım kırgın bu bahar rüzgârına Hem dalga yankısı yok bu limanda Bir ses ki denizin kırana isyanından gelir Ki sade uğultu kaldı kulaklarımıza acı-tan yel Ki rengi mor değil bu sefer Sokak sakinlerinin boş şarap şişeleriydi Bu parkların kaçkınlarından arda kalan anılar Ve mühür vurulurken anıya her gecenin mumunda Zaman Read more…

Kayıp Şiir

Bu gece ancak aynadaki yansımamla birliktesin, Rüzgâr esti, yıldız tutunamadı gökten, kaydı bileğine bıçak, kan yağdı dünyaya, kızılı damarlarımıza doldu, kalanı gözlerimizden aktı, ufuk çaldı rengini gözlerden, güneşe battı kalan kırıklarımız, düşlerden… Mum yandı alevindeki dansa, tütsü kıskandı sözleri gözlerden, taklidi şayan oldu dumanı is kadar, benzetti anılardan akan küllere, Read more…

Kara Gül

“Kalbimin çıkmaz sokaklarında konuşma yasağı ilan edilmiştir… Suskun gecelerde hasrete inat öpüşme hayallerinin cezası, intihardır…” Gün geçemedi zamanda, üzerime ağardı, Mavi gözyaşlarım duygularıma ağırdı… Ruhumda yankılandı bir sessiz feryâd, Küllerim ve dumanım karaydı… Bitmeye niyeti yok, ne ömür ne acı, Masaldaki peri öldü, kaldı toprakta tacı, Seher geldikçe esti pencereden Read more…

Ina Fadeh

Unutulmuş olanların yüzü dolun aynalardan yansıyor bilinçsizliğime. Ve ben daha bu geceden kaybediyorum yarını, tıpkı bir kelebek misali. Karanlığın seher vakti intiharı, güneşe olan nefret dolu esaretinden… Rüzgar iniltisi, göğün haykırışları, gecenin fısıltısı… Ve yalnızlığın son sabahı… Kostüm giymiş cesetlerin günaydın uğultularında. Bu şizofren dünyaya dönüyorum sırtımı. Gerçekçil hayalinle bir Read more…

Şiirini Kaybeden Gözyaşı

Ben ruhumu emanet edip sana, Deniz kenarına rüzgârla fısıldaşmaya gidiyorum. Bir bakarsın, kuzeye doğru eserde, duyumsarsın. Çünki rüzgâr hep gidecek olan olduğunda, kuzeyi gösterdi… Ve o sert eser, hiç geri getirmedi, sen savruldun mu? Peki ya bu kan nerden akıyor? Senden mi? Benden mi? Baksana, zehirli galiba bu deniz, geçeni Read more…