Gerisi İnleyen Nameler
Koca bir soru işareti, öğertmenler hep cevabını bildikleri soruları sorardılar. Bu sefer soran öğretemiyor, cevabını kendisi de yazamıyor. Yazamaması yaşamadığı anlamına gelmiyor, lâkin aynı anda başladı bu dert. Gülümsemek, dudaklardaki açı, kalpteki acı… Hadi anlat bana masalcı…
İçimiz dökülüyor her geçen saniye, yere sözlük düşürmüşcesine karmaşık kelimelerle mi ifade edilince has oluyor cümle öznesine? Su kadar sade, su kadar basitti oysa bendeki hasret, uğur özakıncı’nın Su’su kadar okyanus, yada mercan derman bir yeşillikti gözlerdeki benekli meret.
Kalbime hoşgeldin dağınıklık, çantamda emekliye ayrıldı zati, ve ben kayıp ilan ediyorum ruhumu, magosa’da bir küçük odada evim adı altında. Bâb-ı Esrar, Yansımalar… Ruhlar değil riyakâr, yanan mumlar, uykular.
Çekersin hava alanından şehire gitmeyen, gidemeyen en ırak en uzak toprak ve kurak kokan yolun kenarına arabayı, çevrede bir rüzgâr, bir yalnızlık bir de sen varsındır konuşabileceğin, kuru kırların bile meccâli kalmamıştır dertleşmeye, arabanın bagajı güneşe nazır, içine oturur seyrediverirsin batışını, cephe edersin kendini, siper edersin kelimelerini güneşe. Sonra yanından bir araba geçiverir, için geçiverir o ıraklıkta, konuşur, konuşur, konuşursun… Güneş batar sana karanlığı armağan ederek, çekersin bir çınar ağacının fotoğrafını siyah beyaz, tıpkı gün gibi, gece gibi, anılar ve geçmişlik ile gecikmişlik arasında telaş gibi, suskunluk gibi yani… Dönersin evine… Döner başın…
Gider merakını, deniz kenarında oturuyorum gece sularında, yıldızlarla yıkanıyor ve daha doğalı 30 dakika olmuşken gördüğüm beşinci kardeşime isimler türetiyorum kum tanelerinden. Yorgun değilim, yoğun değilim…
Gerisi inleyen nameler…
Gerisi uzun hikaye…
riyakâr
sıfat (riya:kâ:rı) Arapça riy¥ + Farsça -k¥r
“en kötüsü, kendine karşı olanı” dedi ve giyindi…
“ve yüreği ona gözyaşlarının düştüğü yeri kazmasını söylemişti…”
Okunak:
Hayal Akademisi
Zemsiz – Sana Boğuluyor Kimsesizliğim
1 Comment
gök'çe · 2007-10-15 at 01:12
takip ediyorum .